Sabahın erken saatlerinde bu renk cümbüşü her yerde görülüyordu. Kent sanki maçın heyecanını her yerde yaşar gibiydi. Benim yıllardır ikamet ettiğim Dillenburg , Frankfurt ile Dortmund’un tam ortasında yer alan bir kent . Frankfurt 90 kilometre , Dortmund 110 kilometre uzaklıkta. Maçı izlemek haber yapmak için öğle sularında yola çıktığımda A5 otobanı tıklım tıklımdı. On bine yakın Borussia Dortmund taraftarı Frankfurt’a sanki akın akın gider gibiydi. Sarı -siyah renklerle donatılmış otomobiller, minübüsler ve otobüsler güle eğlene gidiyor ve yollarda açıkça ‘Dortmund geliyor’ havasını veriyorlardı. Sadece sarı -siyah renkler değil siyah-beyaz-kırmızı renklerin hakim olduğu araçlarda yollarda açıkça belli oluyordu. Yol güzargahındaki benzin istasyonları ve restaurantlar da her iki takımın taraftarları tarafından doldurulmuştu. Rekabet vardı, fakat kavgasız döğüşsüz. Zaman zaman birbirlerini geçerken araç sürücülerin korna çalarak rekabet ettikleri de olmuyor değil.
Dillenburg’tan 7 kilometre sonraki Herborn’dan otoyola giren bir otobüsün içi Frankfurt taraftarlarıyla dolu olduğunu gördüm. Her ev maçındaki olağan bir durum. Eintracht Frankfurt’un fan kulübünün birisini. yer aldığı Herborn’da bu etkinliği yıllardır tanırım. Hatta bir kaç kez beni gazeteci olarak dernek merkezinde ağırlamışlar, onlarla Frankfurt’u ve Bundesliga’yı konuşup güzel bir ortamda tartışmıştık .
Eintracht Frankfurt taraftarları tren garı çevresinde toplanıp birlikte stada giderler hep. Bu kez de öyle. Dortmund’tan gelen Borussia taraftarları da genellikle Frankfurt ana tren garı ve yakınlarında bir arata gelip, hem yiyip içerler hemde takımlarına destek verircesine şarkılar türküler söylerler. Bu her deplasman takımının taraftarlarına özgü bir olaydır. Bu çevrede başta olmak üzere Frankfurt Şehir merkezi ve caddelerinde Eintracht Frankfurt taraftarları da görülür. Kent sanki tümüyle maçı yaşar. Zaman zaman kent içersinde tartışmalar da yaşanır. Fakat Alman Polisi kentte büyük çapta önlem aldığı için sorunlar çabuk çözülür. Aşırı alkollüler ve olay çıkartıcılar en azından maç bitinceye kadar polis merkezinde konuk edilir. Maçı izleyemezler, karşılaşma heyecanını yaşayamamak çok zordur, onlar için. Belkide bu nedenle çok dikkat ederler kavga yapmaya. Commerzbank Arena’ya yaklaşırken taraftarların büyük bir disiplin ve saygı içersinde olduklarını gördüm.
Arena’da bir kale arkası Dortmund’lu taraftarlarca doldurulmuş , diğer yerlerde Frankfurt’lu taraftarca dolu. Hem konuk takım trübününde hemde Frankfurt trübünlerine kendi renklerinin arasında rakip takım renkleride açıkça görülür. Düşünün iki canciğer arkadaşsınız , biriniz Frankfurt, biriniz ise Dortmund’lu. Birlikte o maçı izlersiniz, kendi takım renklerini taşıyan forma ve diğer giysiler içinde rakip trübünlerde birlikte izlemek olanağını bulursunuz başta Almanya olmak üzere Avrupa’da. Darısı Türkiye’mizin başına diyelim.
Maç son günlerde gördüğüm iyi bir futbolun sergilendiği bir karşılaşmaydı. Her iki takım açık fakat disiplinli futbol gösterip taraftarlarının gözlerini kamaştırıp mutlu etmiştir , sanırım. Maç esnasında Arena ekranında Bayern Münih’in Bayer Leverkusen deplasmanında yediği her gol ilan edildiği zamanlarda stadyumun tümü sevinç çığlıkları attı. Bayern Münih, Frankfurt’tan giden yeni teknik direktörü Niko Kovac ile 29. şampiyonluğunu elde etmek için mücadele veriyordu. Son 6 yıldır Josep Guardiola ve Jupp Heynckes gibi kariyerlerinde önemli başarılara sahip teknik adamlarla şampiyonluklara uzanan Bavyera ekibi, bu kez genç teknik adam Niko Kovac’ı ve kardeşi Robert Kovac’ı tercih etmişti.
Teknik direktör olarak tek kupa zaferi, geçen sezon Eintracht Frankfurt ile Almanya Kupası’nı kazanmak olan Hırvat çalıştırıcı, “ Bayern Münih gibi büyük bir takımda kendimi ispatlayacağım” diyerek Münih’in başına geçmişti. Frankfurt’taki 1-1 berabere biten maç başta teknik adamlar olmak üzere her iki takımı ve taraftarlarını memnun etmişti. Commerzbank Arena kısa sürede boşalmış , renk cümbüşü otomobiller ve otobüsler bir başka maçta buluşmak üzere dönüş yoluna geçmişti artık.
